Afganistan, Büyük Britanya İmparatorluğu’nun hakimiyetinden kurtuldu
Tarihinde defalarca nüfuzlarını artırmak isteyen büyük güçlerin bilfiil askeri işgaline uğrayan Afganistan, 1839-1919 yıllarındaki savaşların ardından, 104 yıl önce bugün Büyük Britanya İmparatorluğu'nun hakimiyetinden kurtularak dünya sahnesinde tam bağımsız bir ülke olarak yerini aldı.
Coğrafi konumu gereği stratejik öneme sahip Afganistan, geçmişinde Büyük İskender'den Moğollara, Sovyetler Birliği'nden İngilizler ve ABD'ye kadar birçok küresel gücün işgaline uğradı ancak bu güçler, derin etkiler bıraksa da hiçbiri ülkede uzun süre kalıcı olamadı. Nihayetinde her birine karşı güçlü direniş sergileyen Afganlar, büyük acılara rağmen bağımsızlıklarını kazanmayı başardı.
"İmparatorluklar Mezarlığı" olarak adlandırılan Afganistan, 80 yıllık büyük mücadelelerin ardından dönemin Afganistan Emirliği ile Britanya İmparatorluğu arasında 8 Ağustos 1919'da imzalanan Revalpindi Antlaşması ile bağımsız devlet unvanına kavuştu.
Bu anlaşmanın ardından her yıl 19 Ağustos, Afganistan'ın "Milli Bağımsızlık Günü" olarak kutlanmaya başladı ve tarihteki yerini aldı.
Afganistan, "Büyük Oyun'un" merkezinde yer aldı
Great Game (Büyük Oyun), Rusya İmparatorluğu ile o dönem Hindistan'ı yöneten Büyük Britanya İmparatorluğu arasında, Orta-Batı Asya üzerindeki güç mücadelesi nedeniyle gelişen siyasi olayları tanımlıyor. Stratejik önemi sebebiyle de Afganistan, 19'uncu yüzyılda bunun merkezinde yer aldı.
Her iki büyük güç, bu dönemde bölgede birbirleriyle doğrudan savaşmasa da bu rekabetin galibi olabilmek için askeri müdahaleler ve diplomatik girişimlerde bulundu.
Nihayetinde Rusya İmparatorluğu'nun bugün Afganistan'ın kuzeyinde bulunan Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan gibi bölgeleri hakimiyetine alması karşısında Rusların daha da güneye inme ihtimali nedeniyle Hindistan'ın güvenliğinin tehlikeye gireceğinden endişe eden Britanya İmparatorluğu, Afganistan'ın işgaline karar verdi.
İngiliz-Afgan savaşları
Britanya İmparatorluğu, Afganistan'da kendilerine sadık bir yönetim kurup ülkeyi Ruslara karşı "tampon devlet" haline getirmeyi amaçladı. Bu nedenle 1839-1842 yıllarında İngilizler, Afganistan'a asker çıkararak başkent Kabil'i işgal etti. Afganistan Emiri Dost Muhammed Han tahttan indirildi ve Hindistan'a sürgüne gönderildi.
Ancak İngiliz ordusu, Afganların büyük direnişiyle karşılaştı. Afgan direnişçilerin, İngiliz ordusuna büyük kayıplar verdirmesi üzerine İngiliz ordusu, ülkeden çekilmek zorunda kaldı. Tahttan indirilen Dost Muhammed Han, yeniden Afganistan Emiri oldu. Bu dönemin ardından Rusya tehlikesine karşı Dost Muhammed Han, İngilizler ile ilişkilerini geliştirdi. Bu vesileyle İngilizler, Afganistan'ın iç işlerine karışmaya devam etti.
1878-1880 yıllarında ikinci İngiliz-Afgan Savaşı başladı. 1878'de Rusya, Kabil'e bir heyet gönderdi. Bunun üzerine Büyük Britanya İmparatorluğu da Kabil'e heyet göndermek istedi ancak bu talep, dönemin Afganistan Emiri Şir Ali Han tarafından kabul edilmeyince Büyük Britanya, ülkeyi bir kez daha işgale kalkıştı.
Savaştan Büyük Britanya galip çıktı ve taraflar arasında Gandamak Antlaşması imzalandı. Bu anlaşma ile Afganistan'ın dış işleri Büyük Britanya'nın hakimiyetine girdi.
6 Mayıs-8 Ağustos 1919 tarihlerinde dönemin Afganistan Emirliği, bugün Pakistan sınırları içinde olan, o dönem Büyük Britanya hakimiyetindeki Hindistan'a bağlı bazı bölgeleri işgal etti. Böylece Üçüncü İngiliz-Afgan Savaşı başlamış oldu.
Savaş sonucu Afganistan, tam bağımsızlığını kazandı ve bugünkü Afganistan-Pakistan sınırı olarak bilinen Durand Hattı, taraflarca resmi sınır kabul edildi.
Britanya Mezarlığı, Afganistan'ın işgal tarihine ışık tutuyor
Başkent Kabil'in Şir Pur Mahallesi'nde bulunan Britanya Mezarlığı, savaşların izlerini taşımaya devam ediyor.
Mezarlıktaki bilgilendirme notuna göre, burada 1839-1842 ile 1878-1880 yıllarındaki Birinci ve İkinci İngiliz-Afgan savaşlarında yaşamını yitiren 158 İngiliz asker, diplomat ve aile fertlerinin naaşlarının gömülü olduğu tahmin ediliyor.
Ancak daha sonraki süreçlerde ise mezarlığa Afganistan'da yaşamını yitiren farklı milletlerden Hristiyanların da naaşları defnedilmiş durumda.
Bu nedenle bugün Britanya Mezarlığı, "Yabancılar Mezarlığı" veya yerel dilde "Kabr-e Gora" olarak da adlandırılıyor.