Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunca, “Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyonlar, yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Aşı da böyle olup orucu bozmaz” açıklaması yapıldı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın “Aşı orucu bozmaz” açıklamasının ardından Din İşleri Yüksek Kurulunca konuyla ilgili yazılı açıklama yapıldı.
İslam’ın 5 temel esasından biri olan orucun, tan yerinin beyazlığından, güneşin batmasına kadar yeme, içme ve cins, münasebetten uzak durarak ifa edilen bir ibadet olduğu hatırlatılarak, “Buna binaen oruç; yemek, içmek, cinsel ilişki ve bunların kapsamına giren şeylerle bozulur.
Kurulumuzca daha önceki yıllarda alınan kararlara uygun olarak 2005 yılında, besleyici ve keyif verici olarak kullanılmayan aşıların iğne şeklinde uygulanmasının orucu bozmayacağı hükmüne varmıştır. Günümüzde uluslararası fetva meclislerinin görüşleri de bu yöndedir” denildi.
‘ORUCU BOZAN TEDAVİLER’
Vücuda kan, serum vermenin yanında vitamin içerikli iğne, gıda ve keyif verici enjeksiyon, su, yağ ve benzeri gıda özelliği taşıyan dışarıdan bir maddenin vücuda verilmesiyle uygulanan endoskopi, kolonoskopi, bölgesel ve genel anestezi yaptırmak, periton diyalizine girmek, damara serum verilerek hemodiyaliz yapılması şeklinde uygulanan tedavi yöntemlerinin orucu bozduğu kaydedildi.
‘ORUCA ZARAR VERMEYEN TEDAVİLER’
Salgın hastalıklar için yapılan aşılar, ağrıyı dindiren iğneler, besleyici içeriğe sahip olmayan sırf tedavi maksatlı iğneler, lokal anestezide kullanılan vücudun belli bir yerini uyuşturmak için vurulan iğneler, hastaya herhangi bir sıvı maddesi verilmeden hemodiyaliz yaptırmak, anjiyo ve biyopsi yaptırmak, vücuda merhem sürmek, vücuda ilaçlı bant yapıştırmak şeklinde uygulanan tedavi yöntemlerinin ise orucu bozmayacağı bildirildi. Pakistan, Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan, Tunus ve Kuveyt fetva meclislerince de Covid-19 aşısı bağlamında meseleyi tekrar ele alıp aşının yeme ve içme anlamına gelmediği öne çıkartılarak, oruçlu iken aşı yaptırılabileceği ve bunun oruca zarar vermediğini beyan ettikleri vurgulandı.
‘KLASİK KAYNAKLARDA BİLGİ YOK’
Aşı ve iğnenin orucu bozup bozmayacağı huşunun naslarda yer almadığı gibi mezhep imamları döneminde de aşı ve iğne yaptırma uygulaması bulunmadığından aşının oruca etkisiyle ilgili doğrudan bir hükme klasik kaynaklarda rastlanmadığı belirtilerek, şöyle denildi:
“Bu bağlamda, iğnenin ve aşının orucu bozup bozmayacağının, kullanış amacına ve gıda ya da keyif verici olup olmamasına göre değerlendirilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyonlar, yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Aşı da böyle olup orucu bozmaz. Ancak gıda veya keyif verici enjeksiyonlar orucu bozar. Hastaya serum veya kan verilmesi de, aynı hükme tabi olup orucu bozar. Netice itibarıyla, Hanefi mezhebinden İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed’in görüşünü, bu doğrultuda Osmanlı’da Fetvâhane’nin verdiği fetvayı, daha önceki kararlarını ve aşı-iğne yaptırmanın yeme-içme sayılıp sayılmaması hususunda uzman görüşlerini de dikkate alarak Kurulumuz, 2005 yılında besleyici veya keyif verici mahiyette olmayan aşıların orucu bozmayacağı hükmüne varmıştır.”
D.DOĞAN
EKONOMİ
14 Kasım 2024DÜNYA
14 Kasım 2024DÜNYA
14 Kasım 2024DÜNYA
14 Kasım 2024DÜNYA
14 Kasım 2024DÜNYA
14 Kasım 2024DÜNYA
14 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.