Torku
DİN SINIRLIYORMU?

DİN SINIRLIYORMU?

ABONE OL
Ekim 5, 2022 07:02
DİN SINIRLIYORMU?
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Netwifi

Din neden insanlara birtakım sınırlar getiriyor? Bıraksa da, insan şöyle gönlüne göre yaşasa olmaz mı?
Olur, yaşasın! Yaşamasın desek de yaşıyor. Yaşamasın desek de. Nitekim herkes gönlüne göre, kafasına yattığı şekilde hatta burnunun doğrultusunda yaşayıp gidiyor. Ancak şunu sormamız lazım. Nereye kadar? Ne kadar? Ne olana kadar? Eğer bu soruların cevabını akıl ve mantık ölçüleri içinde verebiliyorsa, verebiliyorsak buyursun dilediği gibi yaşasın, yaşayalım…
Din kimi sınırlıyor? Cevabı basit! Yada öyle zannediyoruz veya zannediliyor.
Basit gibi görünen bu sorunun cevabını vermeden önce insanın ne olduğunu ve sınırsız bir hayat yaşamanın imkanının bilinmesi gerektiği öne çıkar.
Şöyle düşünelim. Bir sınırsızlık düşüneceksek ve bunun insan için olmasını istiyorsak, bütün insanları hesaba katmamız lazım. Ayrıca bu sınırsızlığı sadece dinden değil, herkesten ve her düşünceden istemeliyiz. Belli kesim değil, büyük-küçük, yaşlı-genç, sengin-fakir, iyi-kötü, çalışkan-tembel, akıllı-akılsız, öğrenci-öğretmen, işçi-patron…. vb. herkes hesaba katılmalı. Şimdi bir düşünelim. Bunların hepsi için bir sınırsızlık düşündüğümüzde nasıl bir görüntü ortaya çıkar? Kaos, kargaşa, karmaşa ve çatışma! Çünkü bunların her birinin sınırsızlığı diğerine ciddi anlamda zarar verecektir. Dünya zıtlar arasında kurulu denge üzerine oturuyorsa ki öyle. Bu denge içinde herkesin sınırı ve yeri bellidir. Herkes sorumluluğunu bildiğinde ve hakkına razı olduğunda karmaşa ve çatışma olmaz. Ne zamanki hak, hukuk, görev ve sorumluluk bilinmez olur, çekişme ve çatışma başlar.
Şunu da unutmamak ve bilmek lazım. Herkes hakkını almalı ve bunun için mücadele etmeli. Ama aynı zamanda sınırlarını bilmeli ve sorumluluklarının farkına varmalı. Modern zamanların hastalığı; “Sorumluluk almadan ve görevini yerine getirmeden haklı olma iddiası.” Sorumluluk mu? Boş ver onu! Görev mi? Kim uğraşacak şimdi! Demekki modern! insan, çalışmadan kazanmak, sorumluluk almadan hak sahibi olmak, görev yapmadan karşılık beklemek yani kısaca yatarak yaşamak istiyor. Böyle bir hayat güzel midir? Yada hayat mıdır?
Aslında modern! zamanlarda biz insandan uzaklaştık. İnsanı da doğallığından uzaklaştırdık. Sanki insansı, insana benzeyen ama insani değer ve özelliklerden yoksun sürüler haline dönüştük, dönüştürdük, dönüştürüldük.
İnsan bütün özellikleri ve unsurlarıyla insandı. Doğası da buydu. Ama modern zaman! insanın haz ve hız özelliği olsun, gerisini boşver anlayışını bize dayattı. İnsanı böldü, parçaladı, haz ve hızına mahkum etti. Öte yandan sadece din mi insanı sınırlandırıyor? Sözgelimi çocuğu sınırlamazsak ne olur? Genci sınırlamazsak kendini nerede bulur? Neden anne-babalar çocuklarının evlerine sorunsuz dönmelerini yürekleri pırpır ederek bekleşir? Din, belki de koyduğu makul sınırlarla insanın hem varlığını, hem de bütünlüğünü korur. Sınırları kaldırırsak olacaklar belli. Karmaşa, kargaşa, çatışma! Çünkü sınırlar kurallardır. Kuralsız bir hayat ve toplum olmaz. Kuralsız hayat kısa, kuralsız toplum kaostur. Fakat sınırlar da, makul ve hareket alanını yok etmeyecek şekilde olmalı. Zaten kuralların bir kısmı da bunun içindir. Bazı kurallar sınırlarken bazı kurallar sınırlara sınır getirir. Çünkü sınırsız bir sınır da insanı ve toplumu boğar, yok eder.
Öyleyse din söylendiği insanı kımıldatmayan veya tamamen kısıtlayan sınırlar, kurallar getirmiyor, tam aksine doğallığını ve doğasını koruyan bir takım kurallar getiriyor. Nitekim modern zamanlar! Özellikle kamusal alanda dini kuralların ortadan kaldırıldığı ve yaşantıdan neredeyse çıkarıldığı bir imkanı bize sundu! Peki insanın doğallığı ve doğası ne oldu? Büyük ölçüde yara aldı. Bir çok canlının ve çevrenin yok olmasına neden oldu. Hatta kendisine kast eder hale geldi. Bugün insan kendi neslini zor devam ettirir hale geldi. İstediğimiz bu muydu peki? Doğal ve dengeli bir hayat daha güzel değil miydi? Hangi insan daha mutlu? Kendilerine makul sınırlar koyan, başkalarının haklarını ve kendi görevlerini bilen, dengeli bir hayat yaşamayı gözeten, kötülükten uzak, iyiliğe yakın, yardım için el uzatan, uzanan ele teşekkür eden mi? Yoksa bunların tam tersimi? Hayat böyle yaşarsan…
“Biz insana yolu gösterdik. Artık dilerse yolda gider, yolu yapana ve gösterene teşekkür eder; dilerse yoldan çıkar, nankörlüğünü ortaya koyar…” (İNSANSURESİ 3.AYET)

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP