2022/2023 pazarlama yılında küresel mısır üretimi 1,179 milyar ton, tüketimi 1,197 milyar ton olup küresel mısır ticaretinin 173 milyon ton, stok miktarının ise 265 milyon ton olacağı öngörülmektedir.
Dünya Mısır Durumu, milyon ton
Kaynak: “International Grain Council”. Londra, İngiltere
Dünyanın en büyük mısır üreticisi olan ABD’nin kısa süre önce yaptığı bazı kilit hareketleri de kısaca yorumlamak istiyorum :
Çok kısa bir süre önce dünyanın en büyük mısır üreticisi ABD’nin mısır ekiminden ziyade soya ekimine ağırlık verdiğini okuduk haber sitelerinde.Ama garip ki ABD en çok mısır üreten ve biyoyakıt aşamasında devasa mısır tüketimi olan bir ülke.ABD 2021 yılında biyoyakıt üretmek için 135 milyon ton mısır kullandı.Bu, Afrika’da 1,39 milyar insanın 1 yılda tükettiği mısır miktarından ( 112 milyon ton ) fazla.Dünya bir kıtlık problemi ile karşı karşıya olmasına rağmen,Amerika yeni bir biyoyakıt teşvik programı açıkladı.ABD Tarım Bakanlığı 3 Haziran’da biyoyakıt üreticilerini desteklemek için 700 milyon dolarlık sübvansiyon açıkladı.
Yaşanan bu gelişmelere rağmen yukarıda yer alan grafikte görüleceği üzere mısır vadeli kontratlarında çok ciddi geri çekilmeler yaşandı. Bu geri çekilmeden huzursuz oldum. Amerika biyoyakıt için bu kadar hırslı iken,diğer ülkelerin gıda kıtlığı beklentisi ile gıda konusunda bu kadar hassaslaşmış iken,bu derece bir düşüş sadece bir yatırımcı çıkışı olarak açıklanabilir mi? İ
lerleyen dönemlerde mısır konusunda çılgın günler bizi bekliyor olabilir.
TÜRKİYE’DE MISIR
Tıpkı diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi mısır üretiminde de dışa bağımlıyız.Mısır ekim alanlarının hızla artmasına rağmen hala açığı kapatabilmiş değiliz.
Birim alandan elde edilen yüksek verim sebebiyle oldukça karlı gözüken mısır ekimi her geçen gün artıyor.Yem,yağ,nişasta ve nişasta bazlı şeker sanayicisi için önemli bir konuma sahip.Bundan sebep pazarlama sorunu da bulunmuyor.Diğer tarım ürünlerinde ürünümüzü kime satacağız kaygısı taşıyan çiftçi,mısır konusunda böyle bir endişe içerisine girmiyor.Bu durum da ekim alanlarının genişlemesine büyük katkı sağlıyor.Mısır üretiminde ilk zamanlar Sakarya,Bursa ve Adana bölgeleri öne çıkarken,artık Konya,Karaman,Aydın,Denizli,Kırklareli,Samsun bölgeleri de önemli mısır üretim yerleri haline geldi.Özellikle sulanabilir arazilerde mısır üretimi çok hızlı artıyor ve bir hayli karlı.
Türkiye Mısır üretiminin yaklaşık %25’inin yapıldığı Adana bölgesi önemli bir merkez konumunda.Yine bu bölgede üretim maliyetlerinin çok yükseldiği pamuk üretiminden vazgeçip yerine mısır eken çiftçilerin sayısı her geçen gün artıyor.Bölge çiftçisi verimin yüksek olması ve pazarlama sorununun bulunmaması sebebiyle mısırı tercih ettiklerini dile getiriyorlar.
Özellikle sulak arazilerden elde edilen yüksek verim ve getiri,ana ürünlerimizden birisi olan buğdaya göre çok avantajlı durumda.Çiftçi buğday üretiminden uzaklaşıp mısır ekiyor.Bana göre bu bir sorun.Bizim mısır da ekmemiz lazım buğday da.
Aynı durum ayçiçeğinde de var.Bölgedeki barajların da etkisiyle artık Kırklareli’nde hatırı sayılır bir mısır üretimi var.Bölgede mısır ekim alanı 90 bin dönüme ulaşmış durumda.Daha da artmaya devam ediyor.Bu bölge bizim ayçiçeği üretim merkezimiz. İşin kötü tarafı ayçiçeğinde de %40 dışa bağımlıyız.Mısır üretiminin artması tabii ki olumlu bir gelişme,lakin mısır ekimi için vazgeçilen diğer tarımsal ürünlerimizde bir arz açığı oluşması muhtemel.
Aslında boş bulduğunuz yeri ekin demek yerine,belirlediğimiz bölgelere belirlediğimiz ürün çeşitlerini ektirsek daha faydalı olmaz mı ? Bunların hepsi belli plan program çerçevesinde verimliliğe dönüşebilir.Herkes her istediği yere istediği ürünü ekerse biz nasıl kaynaklarımızı koruyacağız.Bunların başında tarla sağlığı ve yeraltı suyu etkin kullanımı gelir. Şeker pancarı gibi çok su tüketen bir tarım ürünün yetiştirildiği bölgede mısır yetiştiriciliği de yapmak, yeraltı sularına savaş açmaktır.
İşin sonunda tüm yollar tarım politikasına çıkıyor.Konu sadece üretmek değil,aynı zamanda diğer ürünlerimizi eksiltmeden üretmek,aynı zamanda kaynaklarımızı bilinçsizce tüketmeden üretmektir.Ancak bu sayede amaçlarımıza ulaşabiliriz.
Mevcut durum devam ederse ne olur ? Bir sene evvel para etmiş bir ürün bir sene sonra herkes tarafından ekilir arz bolluğu oluşur ve fiyatlar düşer ve sonraki sene o ürünü kimse ekmez,fiyatı yükselir. Bu kısır döngü bitmeden devam eder. İşin kötü tarafı üretici hiçbir zaman hak ettiği kazancı elde edemez.
EKONOMİ
30 Ekim 2024DÜNYA
30 Ekim 2024DÜNYA
30 Ekim 2024DÜNYA
30 Ekim 2024DÜNYA
30 Ekim 2024DÜNYA
30 Ekim 2024DÜNYA
30 Ekim 2024