Torku
DİKKATLİ OLMAK

DİKKATLİ OLMAK

ABONE OL
Aralık 8, 2022 14:14
DİKKATLİ OLMAK
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Netwifi

Gıda sektörünün son yıllarda dikkate değer mesafe kat ettiğini söylemek mümkün. Makinalaşmanın yanı sıra hammadde çeşitliliğini attırdıklarını görüyoruz. Tarım, Gıda ve İçecek sektörü ihracat verilerinde olumlu seyir sürüyor.DİKKATLİ OLMAK
Çoğu gıda fabrikası, bu yatırımları yaparken ilk olarak ihracatı hedefliyorlar. Aslında bir yerde başarılı olduklarını da söylemek lazım. Her ne kadar genellikle Orta Doğu ağırlıklı ihracat potansiyeline sahip olsak da,bir şekilde ihracat yapılıyor.
Benim ise dikkat çekmek istediğim konu, makinalaşma ve üretim parkurlarında yaşanan gelişmelerin son ürün kalitesine yansımaması. Evet daha çok üretim, daha hızlı üretim, daha az insan gücü gibi parametreleri önemsiyoruz ama insan sağlığını çok gerilerde bırakıyoruz.
Bu noktada tüketicilerin bilinçli olması önem arz ediyor. Mesela satın almak istediğimiz ürünün paket üzerinde yazan içerik bilgilerini okumayı öğrenmemiz gerekiyor. 2 farklı markanın ürettiği benzer ürünlerin fayda karşılaştırmasını yapmak için de içerik bilgilerini okumamız, karşılaştırmayı fiyat odaklı değil içerik odaklı yapmamızın en sağlıklı yöntem olduğunu unutmamalıyız. Bir adım öteye gidecek olursak, içerikte yazan hammaddelerin kullanım yüzdeleri bile son ürün fiyatını belirleyen ana etmenlerden bir tanesi. Düşünün kremanın içerisinde %15 fındık kullanan bir ürünün fiyatı ile %5 fındık kullanan ürünün fiyatı aynı olabilir mi ? Tüketicinin bilinçlenmesi üreticileri de sağlıklı ürünler üretmeye zorlayacaktır. Tabii bunları ülkemiz şartlarında uygulamak kolay değil. Zira alım gücünün oldukça zayıfladığı bir ortamda, tüketicilerin fiyatı görmezden gelip sağlıklı ürün aramasını beklemek gerçekçi olmaz. Bana göre çoğu üretici bunun farkında ve ilk hedefleri maliyetlerini olabildiğince düşürmek. İlk olarak, ürününde kullandığı hammaddelerin kalitesini düşürmek ile başlıyorlar, gerisini siz düşünün.
“Bazen hastalıklı hayvanların etleri şarta tabii olarak tüketilebilir. Tüberküloz varsa o et mutlaka kavurma yapılmalı, şap hastalığı varsa et çiğ olarak 24 saat asitleşerek olgunlaşması sağlanmalı. Şap hastalığı olduğunu düşünürsek, hayvanın eti 24 saat serin bir yerde, dondurulmadan bekletilmeli. Etlerin asitleşerek olgunlaşması sağlanır. Daha sonra asitleşen ette, şap virüsü kalmaz ve insan sağlığını tehdit edici bir durum oluşmaz. Tüberkülozlu bir hayvan olduğu düşünüldüğünde eti kavurma yapılır. Kavurma yapılan et tüketilebilir.”
Şimdi diyor ki tüberküloz ( verem ) olan hayvanın eti kavurma yapılıp yenilebilir. Etin 3-4 saat yüksek ateşte pişirilmesi gerektiği söyleniyor. Bu detaylara gerçekten dikkat ediliyor mu ? Dışarıda kavurma yerken bir kez daha düşünün derim !
Bakanlığın yayınladığı taklit tağşiş listesinde yer alan özellikle sucuk üretiminde ‘’at eti, sakatat, kanatlı eti’’ kullanan çoğu firma bugün yine üretimlerine devam ediyor. Kimi aynı isimle kimi farklı isimlerle. Bakanlığın yazdığı cezalar da çok komik, gerçekten komik. O firmalar tağşiş yapmak suretiyle milyonlarca lira kazanıyor, halkın sağlığını tehlikeye sokuyorlar ama bizim bakanlık olarak kestiğimiz ceza 10 bin – 15 bin lira,100 bin lira ! Asıl yapılması gereken bu tağşişi yapan insanların meslekten men edilmesidir. Eğer bunu yapabilseydik çok daha sağlıklı bir üretici grubuna sahip olabilirdik. İşin kötü tarafı işini hakkıyla yapan firmalar da bu tağşişciler yüzünden piyasada tutunamıyorlar. Bu sefer piyasa tamamen sadece para odaklı, insan sağlığını hiçe sayan insanların eline kalmış oluyor.
Aynı durumlar süt sektörü içinde geçerli, atıştırmalık sektörü içinde geçerli, içecek sektörü içinde geçerli. Ülkemizde sağlıklı ürün pazarı daralıyor, bundan sonraki süreçte daralmaya devam edecek. En azından ben böyle düşünüyorum. Bu kanıya nereden vardım ? Ülkemiz işgücünün neredeyse %60’ı asgari ücretle çalışıyor.

Açlık Sınırı : 7.552 TL
Yoksulluk Sınırı : 26.123 TL
Bugün asgari ücret : 5.500 TL
İnsanların hayatlarını devam ettirebilmek için ihtiyaç duyduğu barınma, giyinme ve yeme ihtiyaçlarını bu 5.500 tl ile karşılama ihtimali ne yazık ki yok. İşte bu yüzden öncelikleri sağlıklı gıdaya ulaşım değil, öncelik ucuz gıdaya ulaşım. Ucuz gıda talebinin artması ile sektörde gıda güvenliğini yok sayan firma sayısı artacaktır. Bu durumu denetlemeler yaparak ne derece önleyebilirsiniz, bilemiyorum.
Peki ne yapılmalı ? İnsanların gelirlerinin artması sağlanmalı.

DİKKATLİ OLMAK

Yukarıda 2018-2022 yılları arasında çeyreklik bazda büyüme rakamlarını görebilirsiniz. Özellikle 2020 yılının 2. çeyreğinden sonra potansiyelimize oranla çok iyi büyüme rakamları yakalanmış. Fakat yakalanan bu büyüme rakamları, vatandaşın alım gücüne yansımıyorsa ne işe yarıyor ? Ülke büyüyorsa, ülke vatandaşlarının da büyüyen pastadan paylarına düşeni alıyor olması gerekir. Almıyorsa ? O zaman birilerinin hak ettiğinden fazlasını aldığı gerçeği karşımıza dikilir. Gelir adaletsizliği …

Kasım Enflasyonu

Manşet enflasyonu artış hızında görülen ufak bir yavaşlama, beklenti içerisinde olan çevrelerce olumlu karşılandığını gördük.

DİKKATLİ OLMAK

Aslına bakacak olursak düşen veya yavaşlayan bir şey yok. En azından bizim en acı çektiğimiz kısım olan gıda enflasyonu artmaya devam ediyor. Fiyatı en çok artan gıda ürünleri :Kuru sebze, makarna, taze meyveler, pirin , tereyağı, süt, peynir, sebze, patates ve alkolsüz içecekler.

Kasım’da gıda enflasyonu yıllık %102,55 artmış, aylık enflasyon ise %5,75.

TÜİK’e göre Kasım ayında fiyatı en çok düşen gıda ürünleri :

– Dana Eti : %0,16
– Şeker : %0,89
– Yumurta : %0,20

Normal şartlarda kasım-aralık aylarında baz etkisinde ötürü enflasyon hızında ciddi bir yavaşlama bekleniyordu ama görüyoruz ki baz etkisi de arada kaynamış ve fiyatlara yansıyan bir durum söz konusu değil. Enflasyon sepetinde fiyatı düşen dana eti, şeker ve yumurta için de düşüşün temelini tahmin edebiliyoruz.

Geçmiş aylarda süt fiyatlarının baskılanmasından bıkan üreticiler, hayvanlarını kesime göndermişlerdi. Bugün et fiyatlarında yaşanan durulmanın ana sebebi bu kesime giden hayvanlar. Et arzının artmasından ötürü fiyatlar sabit kaldı. Sonrasında et fiyatı ile peynir fiyatının eşitlendiğini görsel ve yazılı basından takip ettik.

Şeker konusunda ise, ülkemizde yerleşik şeker fabrikalarının satış fiyatlarında bir geri çekilme yok. Partiler halinde gelen ithal şeker piyasa fiyatlarının yükselmesini engelledi. İlerleyen günlerde şeker konusunda da yeni gelişmeler olması muhtemel.

Zira şeker pancarını 1400 tl/ton( + 50 tl kota tamamlama primi ) üzerinden alan özel fabrikaların şeker fiyatı 1050 TL/Çvl, Türk Şeker’in şeker fiyatı ise 818,10 /TL/Çvl.. Geçen yıl 420 tl/ton fiyat ile aldıkları şeker pancarından elde edilen şekeri 950 TL/Çvl fiyata satmışlardı.

Şeker fiyatı teknik olarak artmak zorunda. Bakalım nasıl bir çözüm bulacaklar.

Son Olarak
Gıda fiyatları artıyor, genişleyici para politikası izlememiz hasebi ile ilerleyen gün ve aylarda artmaya devam edecek. Bu enflasyonist ortamda insanların alım gücünün korunması çok zor. 2023 yılı her açıdan 2022 yılına oranla çok daha zor geçecek. Yurttaşların her konuda dikkatli olmaları elzem.

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP