Torku
HER AŞAMADA BİR TARIM POLİTİKASI ŞART

HER AŞAMADA BİR TARIM POLİTİKASI ŞART

ABONE OL
Ağustos 31, 2022 08:47
HER AŞAMADA BİR TARIM POLİTİKASI ŞART
1

BEĞENDİM

ABONE OL
Netwifi

Türkiye’nin çok ciddi tarım alanlarına ve üretim yapabilme kapasitesine sahip olmasına rağmen,en büyük tarım ürünü ithalatçısı olmasına şaşırıyoruz ancak tarım politikasızlığına baktığımızda bu durumun gayet normal olduğu görülüyor.Mesela fiyat artışlarının sebebini marketlerde,stokçulukta falan arıyoruz,tabii ki bunların da etkisi vardır ancak konunun temeli tarla yani çiftçi… Çiftçi 2 şey ister :

 

1 : Üretir iken yanımda ol

2 : Satar iken yanımda ol.

 

Şimdi herkes biliyor ki üretir iken yanımızda kimse yoktu, e bari satar iken yanımızda birileri olsa diye düşünmüyor değilim..Son yıllarda çiftçiyi koruma babında TMO’nun alım yaptığı ürünlerde alım fiyatı açıklanıyor,ha birde ihracatımızın kuvvetli olduğu ürünler için fiyat açıklanıyor.TMO’nun alım yaptığı ürünler için fiyatın açıklanması tamam da neden diğer ürünler için de alım fiyatı açıklamıyorsunuz ? Buğday,arpa,mısır,üzüm,fındık fiyatları Cumhurbaşkanı tarafından açıklanırken,ayçiçek,antep fıstığı,incir v.b. ürünlerin fiyatları neden başkaları tarafından açıklanıyor.Bu ürünleri de çiftçi üretmiyor mu ? Türk çiftçisinin ürettiği her bir kalem ürün fiyatı tek kurum veya tek bir kişi tarafından açıklanmalı.Hükümetin ayrı,birliklerin ayrı Tmo’nun ayrı fiyat açıklaması doğru değil.Buradan önemli ürün önemsiz ürün ayrımı yapıldığı bile düşünülür ve tarımsal ürün çeşitliliğine zarar verilebilir.Örneğin Dünya’nın en kaliteli (özellikle aroması ) Antep fıstığını üretmemize rağmen politikasızlık sebebi ile potansiyelimizin çok altında komik ihracat rakamlarına sahibiz.

 

Bakınız aşağıda ithalat karnemizi gösteren çok güzel bir grafik var :

HER AŞAMADA BİR TARIM POLİTİKASI ŞART

Her ürüne ayrı ayrı özen göstermeliyiz.Ürün bazlı,bölge bazlı,alan bazlı politikalara ihtiyacımız var. Zira ancak bu sayede başarıya ulaşabiliriz.

 

ALIM FİYATI AÇIKLAMAK PİYASA REGÜLASYONU İÇİN YETERLİ Mİ ?

 

TMO’nun sadece alım fiyatı açıklaması ile herşey bitmiyor,yani piyasa bu alım fiyatına uymadığı da oluyor.Mesela bu yıl TMO’nun kabuklu fındık alım fiyatını ortalama 54 tl/kg(destekler dahil ) olarak açıkladı,lakin şu an serbest piyasada kabuklu fındık fiyatı 38 tl/kg ile 45 tl/kg arası alıcı buluyor.Buradan anlıyoruz ki alım fiyatı açıklamanın ötesinde politikalara ihtiyacımız var.

 

Diğer taraftan, verilen ürün bazlı destekler de düzenlemeye muhtaç durumda.Tekirdağ bölgesinin çiftçisi ile Adana bölgesi veya Konya Bölgesi çiftçisinin  maliyeti – verimliliği-suya ulaşımı aynı mı ? Aynı olma ihtimali yoksa neden tek destek açıklanıyor ? Bu konular basit gibi duruyor ancak hem çiftçiyi kırsalda tutmak hemde Türkiye’nin tarım ürünleri yeterliliği aşamasında hayati önem taşıyor.Biz çiftçiyi üretime teşvik edecek politikalar üretmek yerine Tarım Kredi mağazaları açmaya yöneliyoruz ve bu yolla halkın ucuz gıdaya ulaşması amaçlanıyor.Soru çok basit : Üretim ucuz olmaz ise,tüketim nasıl ucuz olabilir ? Üretim ucuzlamadan açılan mağazalarda ucuz ürün satılır ise,bugün x ürünü piyasadan ucuza aldım diye sevinen halk,yarın bu farkın cebinden vergi olarak çıkacağını unutmasın. Zira dışarıda 10 lira olan bir ürün bu mağazalarda 6 lira olur ise,bu aradaki 4 liralık farkı kim ödüyor ? Devlet ödüyor yani hazine ödüyor.Peki Devlet parayı nereden buluyor ? Tabii ki halktan. Nasıl ? Vergi yoluyla. Yani üretimin ucuzladığını görmeyen bir kişi,markette ürünün ucuzladığını görür ise sevinmesin,aksine üzülsün.

 

Şunu da yazmadan geçemeyeceğim,vergi sisteminde 2 tür vergi vardır :

 

1 🙂 Dolaylı vergi : Tüketim ve harcama üzerinden alınan vergidir. Bunlar;Kdv,ötv,harçlar,damga vergisidir.

2 🙂 Dolaysız vergi : Gelir-kazanç ve servet üzerinden alınan vergilerdir.                                    Bunlar ; gelir vergisi,kurumlar vergisi ve servet vergisidir.

 

Genel bütçe istatistiklerine baktığımızda,toplanan vergiler içerisinde dolaylı verginin payı %65,dolaysız vergi payı ise sadece %35. Yani asıl verginin alınması gerekenlerden( dolaysız vergi ) vergi alınamıyor,harcama yoluyla( dolaylı vergi ) en ciddi vergiyi halk ödüyor.Normal şartlarda geliri tabana,vergiyi tavana yaymamız gerekirken,su an tam tersi yapılıyor. Ucuza aldığımız ürünlerin gerçekten ucuz olup olmadığını tekrar tekrar düşünmemizde fayda var.

Konumuza dönecek olur isek,üretici girdi maliyetlerini ucuzlatmamız/sübvanse etmemiz ve sürdürülebilir bir tarım politikası geliştirmemiz en önemli başlığımız olmalı.

 

TOPRAK

 

Tarım politikası dediğimizde, ürün ve fiyat konularının yanı sıra toprak sağlığı konusu da en önemli başlıklardan birisi.Zannediyoruz ki bu toprak bize her yıl ürün verecek ve asla bize küsmeyecek.Nasıl ki iyi ürün almak için tohum-gübreleme-sulama-ilaçlama aşamalarını yerli yerince yapıyor isek,toprağın da bize küsmesini önlemek için ona da gözümüz gibi bakmamız gerekiyor.Toprağın da dinlenmeye ihtiyacı var,toprağın da kimyasaldan arınmaya ihtiyacı var,toprağın da doğru yöntemlerle işlenmeye ihtiyacı var.

HER AŞAMADA BİR TARIM POLİTİKASI ŞART

  • Eskiden ekim nöbeti (münavebe ) uygulanırdı ve bu bir şekilde denetleniyordu. Artık ekim nöbeti diye bir sistem kalmadı,isteyen istediği tarlaya istediği ürünü ekiyor ve verimlilik kayıpları görmezden geliniyor
  • Hiçbir fizibilite çalışması yapılmadığı halde, Konya ovasında bir senede 2 ürün alınan  bölgeler var.
  • Konya ovasında çok su tüketen şeker pancarının yanı sıra yine çok su tüketen mısır yetiştiriciliği her geçen gün artıyor.
  • Her yıl toprak analizi yaptırılıyor,ancak tek gaye toprak analiz desteklemesinden faydalanmak.Gerçekten o analiz sonucuna uygun gübreleme ve ilaçlama yapılıyor mu ?

 

 

Bunların tamamı ayrı sorun teşkil ediyor ve bu sorunları çiftçinin kendi başına çözme ihtimali yok.Bu yanlışların devlet eliyle bir sistem içerisinde ele alınıp çözülmesi gerekiyor.Teşvik politikası,extra desteklemeler,alım garantileri,sözleşmeli ekim gibi yöntemler kullanılarak bölge koşullarına uygun ürün çeşitliliği sağlanabilir.Her ne kadar toprağın sahibi çiftçi olsa bile,bu durum ülke meselesidir ve bu şekilde bilinçsiz toprak kullanımının sonu açlık olabilir.

Dünya’da yaklaşık 50 ülkenin gıdaya ulaşımının kısıtlı olduğunu unutmamalıyız.1 milyardan fazla insan açlık çekiyor…

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP